Çoğunluğa göre şans olarak değerlendirilen zayıflık, aslında çok da tercih edilecek bir durum değil.
Çünkü cildin erkenden kırışması, çabuk yorulma, baş dönmesi, kansızlık, kalp damar hastalıkları riski,
sinirlilik, hepsinden önemlisi bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi nedeniyle çeşitli hastalıklara davetiye
çıkarması, zayıflığın handikaplarından sadece birkaç tanesi…
Tıpkı aşırı şişmanlık gibi zayıflıktan da kurtulmak, sadece sağlıklı bir beslenme programı ile mümkün.
Vücudumuzun gereksinim duyduğu vitamin, mineral ve diğer beslenme öğelerini dengeli bir şekilde
karşılayarak, hem bünyemizi, hem de dış görüntümüzü sağlıklı hale getirebiliriz.
Ne yazık ki sağlıklı bir beslenme programını, gerçek hayatta uygulamamız bu kadar kolay değil. Gerek
alışkanlıklarımızı değiştirmenin zorluğu, gerekse sağlıklı beslenmeyi yeterince bilmemek, bizi ya aşırı
kilolara, ya da aşırı zayıflığa itiyor.
Zayıflık neden olur?
Vücudun normal ağırlığının 10-15 kg altında olması zayıflık olarak tanımlanırken, 15-20 kg altında
olması, aşırı zayıflık olarak değerlendirilir. Ciddi sorunlara yol açabilecek aşırı zayıflık, hele bir de
çocuklarda görülürse, tehlike çanları çalmaya başlar. Çocuğun yeterince sağlıklı beslenmediğini
gösteren bu durum, onların ruhsal ve bedensel gelişiminin olumsuz yönde etkileneceğinin en büyük
sinyali. Yetişkinlerde görülen zayıflık ise, iş veriminin düşmesinden sağlığın bozulmasına,
depresyondan yaşam kalitesinin azalmasına kadar, pek çok ciddi sorunlara yol açar.
Zayıflık genellikle genetik faktörlerden kaynaklanır. Ayrıca hormonlardaki düzensizlikler ve tiroid
bezinin aşırı çalışması da zayıflığa neden olabilir. Zayıflığın nedeni, endokrinolojik tahlillerle
saptanabilir.
Kilo almak için neler yapılmalı?
Öncelikle zayıflığın nedeni araştırılmalı. Eğer kişi hormonal nedenlerden dolayı zayıfsa, mutlaka
hormon tedavisi yapılmalı. Eğer zayıflık beslenmeden kaynaklanıyorsa, beslenme alışkanlıklarının
değişmesi gerekir. Beslenmeden kaynaklanan zayıflık için anahtar rolü, tıpkı aşırı kilo gibi düzenli diyet
ve egzersiz oynar. Çok yaşanılan bir başka yanılgı da, aşırı zayıf kişilerin kilo alabilmek için yağlı
besinleri tercih etmesidir. Oysa kilo almak isteyenlerin diyetinde yer alan kalorilerin, yağ bazlı değil,
karbonhidrat ve protein bazlı olması gerekir. Diyette yer alacak proteinler vücuttaki kas kütlesini
korurken, karbonhidratlar kilo almak için gereken enerjiyi sağlar. Ayrıca seçilen karbonhidrat
kaynaklarının glisemik indeksleri de düşük olmalı. Glisemik indeksi yüksek, bal, reçel gibi
karbonhidratlar, kan seviyelerinde ani sıçramalar yaparak, yağ halinde depolanmalarına yol açar.
Dyt. Mine Bilge
Özel Medicana Konya Hastanesi
Beslenme ve Diyetetik